23 Aralık 2013 Pazartesi

Yılbaşı Hediyelerinizi Almadan Önce Bu Önerilere Kulak Verin

Yeni yıl heyecanının hepimizi iyiden iyiye sardığı bugünlerde, bir yandan yılbaşı akşamı için planlar yaparken bir yandan da “ne hediye alacağım?” endişesi içerisine giriyoruz. Yılbaşına kısa bir zaman kala alışveriş merkezlerinde telaşla gezmek yerine sizin için hazırladığımız alternatif hediye ve kampanya önerilerini mutlaka inceleyin!

Sizin için ilk seçtiğim hediye alternatifi ev hediyesi almayı düşünenlerin oldukça ilgisini çekecek!

2014'ün en güzel kahvaltıları, en hoş sohbetleri için Vestel’in sunduğu kahvaltı setlerine mutlaka göz atın derim!


Vestel yılbaşına özel hazırladığı kahvaltı setleri ile hediye alışverişini kolaylaştırıyor. Kırmızı, Inox ve Siyah Kahvaltı Setleri hem şıklığı ile göz dolduracak, hem de sevdiklerinizi çok mutlu edecek. “Hediyem yılbaşı ruhuna uygun olsun!” diyenler için kırmızı set ideal bir seçim.

Vestel Inox Su Isıtıcı, Dijital Tost Makinesi, Türk Kahve Makinesi'nden oluşan Inox set de çok şık ve pratik bir alternatif. Bu setin farkı ızgara olarak da kullanılabilen Vestel Dijital Inox Tost Makinesi.

Modern ve şık bir hediye arayanlar içinse önerimiz Siyah Set. Vestel Siyah Su Isıtıcı, Ekmek Kızartma Makinesi ve Filtre Kahve Makinesi içeren bu set farklı tasarımı ile benzersiz bir hediye olmaya aday.

Setler için buradan online sipariş verebilir, ücretsiz kargoyla hemen hediyelerinize kavuşabilirsiniz! Unutmadan, Vestel Kahvaltı Setleri 2014 yeni yıla özel hazırlandı. Yılbaşı’ndan sonra bu şekilde set olarak bu fiyatlarda bulmanız pek mümkün değil.

Özel, başka hiçbir yerde olmayan bir hediye arıyorsanız Vestel'de harika bir öneri daha var: Yılbaşı özel tasarımlı Türk Kahvesi Makinesi yeni yıla özel indirimli sadece 59 TL!

Yeni yıl, yeni umutlar, yeni hediyeler… Peki 2014 için dileğiniz hazır mı?

Siz sevdiklerinizi unutmayıp yeni yıl hediyeleri alırken Garanti de sizi unutmamış!
2013 yılını geride bırakırken yeni yıldan yeni dilekler eksik olmuyor. Yeni yıla girerken Garanti Bankası bazılarımızın dileklerini duymuş gibi sosyal medya takipçilerini sevindirecek bir kampanya yapmış!

Yeni yıl hediyeniz Garanti Link’ten!

Yıl boyunca farklı kampanyalarla fırsatlar sunan Garanti Link, 2014’e girerken çuvalını hediyelerle doldurmuş bir Noel Baba gibi bacanızdan inmeye hazırlanıyor. Günde en az 10 kere kontrol ettiğimiz sosyal medya hesaplarımızı Garanti Link ile Link’leyerek 14 şahane hediyeden birini kazanmaya hak kazanıyoruz. Televizyondan tablet bilgisayara, telefondan fotoğraf makinasına kadar birbirinden değerli hediyelerden birine sahip olmak çok da kolay. Benim dileğim yeni yılda sevdiklerimle her anımı ölümsüzleştirebileceğim bir fotoğraf makinası. Sizin dileğiniz ne?



Siz de buradan sosyal medya hesaplarınızı Link’leyin, 14 şahane hediyeden birini kazanma şansı yakalayın!.

Diğer bir önerim ise moda ile teknolojiyi bir araya getiren Samsung Galaxy Gear! Çarpıcı renk seçenekleri, ince ve zarif tasarımı ile giyilebilir teknolojileri günlük yaşama daha da entegre eden Samsung Galaxy Gear alan herkese, 32GB microSD kart hediye ediliyor. 31 Aralık’a kadar geçerli olan kampanya ile hem yeni yılın en şık hediyesi olmaya aday Galaxy Gear’a, hem de yeni yılda en güzel anılarınızı rahatça saklayabileceğiniz 32GB microSD karta sahip olabilirsiniz.


Yenilikçi ve modaya önem veren kullanıcılara siyah, beyaz, gri, turuncu, sarı ve roze gibi çarpıcı renk seçenekleri sunan Galaxy Gear, 1.9 megapiksel BSI sensörlü kamerası ve 1.63 inç Super AMOLED ekranı ile kullanıcıları cezbediyor.

Telefonunuz cebinizdeyken bile bağlantıda kalmanızı sağlayan Galaxy Gear’da bulunan dahili hoparlör sayesinde telefonsuz konuşma deneyimini sunuyor. Örneğin, bir yandan yılbaşı partiniz için hazırlanırken, diğer taraftan telefon konuşmalarınızı yapabilir, alarmınızı kurabilir, mesaj yazabilir ya da takvim girişlerinizi oluşturabilirsiniz.

Kampanya hakkında detaylı bilgi için buraya tıklayın: http://www.samsung.com/tr/campaigns/galaksidenhediye/


Bir boomads advertorial içeriğidir.

19 Aralık 2013 Perşembe

Çünkü Mükemmel olan Kim?! // Because Who is Perfect!


Bu video izlediğim en anlamlı videolardan biri, ve mutlaka izlenmesi gerekiyor. Özellikle ne altyapı ne üst yapı oluşturulurken engellilerin pek de düşünülmediği bizim ülkemizde.. İnsanı gerçekten duygulandıran 4 dakikalık, kısa ama çok etkili bir süreci izleyeceksiniz, hazır olun!

Because Who Is Perfect?


Pro Infirmis , merkezi Zurich'te olan, engelliler için bir kurulmuş organizasyon, Yasemin Rechsteiner, omurga malformasyonları, kırılgan kemik hastalığı gibi rahatsızlıkları olan bireylerle çalışarak, fiziksel engelli gerçek insanlara dayalı  bir dizi manken yarattı. Projenin başlığı? "Çünkü Mükemmel olan Kim? Daha yakından bakın!"

Projenin en güzel yanlarından biri de; bu mankenlerin sadece bu filmdeki mağazada yer bulması değil, Engellilerin Uluslararası Günü onuruna, Zürih'in merkezindeki ana cadde, Bahnhofstrasse'deki tüm mağazalar tarafından vitrinlerine yerleştirilmesidir.

Buradaki amaç, özellikle moda dünyasında, engelli olanların bilincini yükseltmek olsa da, bu film bence sadece moda değil yaşamın tüm alanları için oldukça geçerli bir projeyi anlatıyor. Model olarak poz veren engelli arkadaşların da kendi mankenlerini gördüklerinde yaşadığı sevinç cabası.






11 Aralık 2013 Çarşamba

Dünyada Hala İyi İnsanlar ve İyilik Var!

Biliyorum, artık TV'de haberleri bile izlemeye cesaret edemez olduk. "Yolda yürürken heran herşey olabilir, tesadüfi yaşıyoruz" demeye başladık. İnsanların birbirlerine kötülük yapmaktan çekinmediği, kimsenin birbirine tahammül edemediği garip bir yer olduk çıktık. Evet o kadar çok kötü haber alıyoruz ki her an, moralimizi yüksek tutmak güçleşebiliyor. 

Şimdi size dünyada "iyi insanlar" ve "iyilik" ölmedi, hala yaşıyor desem.. Tabi ki inanacaksınız çünkü bunlar gerçek ve hepimizin içinde varlar. Tek yapılması gereken, birazcık daha "insan" olabilmek ve içimizdeki hırs, öfke, stres ve olumsuzlukları bir yana bırakıp, egomuzdan sıyrılmak ve sade, saf insan olmaya geri dönmek.

Aşağıdaki resimler sadece iki şeyi anlatıyor ama 23 adet birbirinden güzel kare var bu soğuk kış gününde içinizi ısıtacak, bakmadan geçmeyin bu linke ve gününüz güzel geçsin.






4 Kasım 2013 Pazartesi

Mutluluk mısır patlağıdır:)

Hahahahaha

Çok beğendiğim bir fotoğraf..İşte bugünün mutluluk resmi:) Mutluluk bazen kasedeki son mısır patlağını yemek, veya yanmış patlamamış mısırı kemirmek değil midir? :)
Hadi akşama mısır patlatıp, güzel bir film koyalım ekrana ve hem mısırımızı yiyelim hem de günün yorgunluğunu atarak evde sinema keyfi yapalım. Olur mu?


1 Kasım 2013 Cuma

Mutluluğun Formülü

Yogesh Sharda ile bundan seneler önce yolumuz kesişmişti. İş arkadaşlarım ve ben, o dönemler (yıl 2006-2007 gibi)  hepimize yakın olan Şişli'deki Brahma Kumaris'e bazı seminerlere gitmeye karar vermiştik. Kendi içimize bakmaya, kendimizi dinlemeye, yaşamımızda hep var olan o koşturmacadan bir an olsun sıyrılmaya... Evet, bunlara karar vermiş ve bunu sadece sözde bırakmayıp, uygulamak için elimizden geleni yapmaya başlamıştık.

Yogesh'in ılımlı, huzurlu ve bir o kadar dinlendirici ses tonundan etkilenmiş, ev yapımı, baharatlı fasülyelerimizi yemiş, meditasyon yapmış, gülmüş eğlenmiş, deşarj olmuş ve yenilenmiştik. En azından kendimize vakit ayırmış ve kendimizi şımartmıştık..
Sonunda da mutlu olduk ve bunu hep hatırladık.

Yogesh Sharda başarılı bir şekilde yoluna devam ediyor. Onun öğretilerinden siz de yararlanmak isterseniz Kozyatağı'nda 6 Kasım Çarşamba günü vereceği seminere ücretsiz olarak katılım sağlayabilirsiniz.



11 Ekim 2013 Cuma

BABALAR EN ÇOK KIZLARINI SEVER!

  

Bugünün Mutluluk Tüyosu tüm kız çocuklarına ve hala kız çocuğu kalabilen tüm kadınlara gelsin. Bize babamız nerede olursa olsun bize onu hatırlatacak ufak bir kaç paragraf..Ama anlamı çok büyük.. Benden bütün Kral Babalara ve onları çok seven Küçük Kızlarına, Prenseslere gelsin. Bayramda da mutlaka babalarımızı ziyaret edelim olur mu? Her nerede olursa olsun..
Babalar en çok kızlarını sever. Kızlarını koyamazlar yere göğe, kızları da babalarını. Küçük bir kızın kocaman hayal dünyasında tüm kötülüklerin üstesinden gelen yegane güçtür babaları da ondan. Babalarının prensesleridir kız çocukları. Attıkları her kahkaha kıymetli, aldıkları her nefes kutsaldır babaları için.
Hayatı tanımaktan babaları sayesinde korkmaz bu küçük prensesler. Onlar sihirli bir ülkenin en tepesinde pembe şatolarından dünyayı seyreder dururlar. Kafasına atılan ilk dikişlerde 'Anne ' diye ağlamaz kimi kız çocuğu. 'Kurtar beni babacığım' der İşte babalar bu yüzden en çok kızlarını sever.
Kızlar büyüse de , yuvadan ayrılsa da babası hala kahramandır, kraldır. Kötülük dolu dünyada sığınılacak tek gerçek limandır. Kızlar zamanın neşesinde bir yetişkin olma yolunda ilerlerken, babalar da zamanın çilesinde gümüş renkli saçlarla yetişmeye çalışır prensese.
Aradan kaç yıl geçsin, önemli değildir kız için. O'nun babası her zaman kraldır, kahramandır. İşte bu yüzden babalar en çok kızlarını sever. 

8 Ekim 2013 Salı

18- ODANI TOPLA! DÜZENLİ OL! Mutlu ol!


Gretchen Rubin'in "Mutluluk Projesi"ni ilk okuduğumda yazlıkta deniz kenarındaydım. Kumsala uzanmış, dertten tasadan uzak güneşin ve yazın tadını çıkarıyordum. Araştırma kitapları, akademik yayınlar okumaktan bıktığım bir dönemdi ve kafamı rahatlatmak için özellikle kapak sayfasından etkilenip alıvermiştim bu kitabı.

Sayfaları çevirdikçe, "mutlu olmak için bahsettiği konular da ne böyle, çok basit" demiştim." İnsan bu ufak tefek şeyleri zaten hep yapmıyor mu? Bundan bir kitap yazmak biraz tuhaf değil mi?" diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Neden sonra farkettim ki kitabı elimden bırakamıyorum. Sadece plajda uzanırken değil, sabahları erkenden kalkıp hatta gece yatarken de okumaya devam ediyorum.


Küçük pratiklerdir aslında yaşamımızda mutluluğu yakalamamızı sağlayan. Hepsi birbirini tetikler ve o "content", huzurlu ruh hali gelip yerleşir üzerimize.

Bu yazıda değinilecek olan Gretchen'ın söylediği emirlerden "düzenli ol" kavramıdır mesela. Düzenli olmanın aslında hayatımızı da bir şekilde düzene soktuğu gerçeği yadsınamaz. Üzerine düşünüldükçe de mantıklı gelir. Pratikte bir düzen hastaları vardır bir de tembeller elbette. İş güç, çoluk çocuk, evcil hayvan gibi bağlılıklarımız da bizi çevremizi veya evimizi her daim düzenli tutmaktan alıkoyabilir kimi zaman. Ve elbette çok doğaldır bu.


Ben mesela çalışırken, okurken, ya da planlarım konusunda çok düzenli ve detaycı olsam da, bazen biraz da burcumun gereği bazı ev işlerini beklemede bırakabilirim rahatlıkla. Benim için o işlerden ziyade daha önemli şeyler vardır, düşünmek, yazmak, çizmek kimi zaman hayal kurmak:) bazen kıyafetler çıkarıldığı gibi kalır veya kurumuş çamaşırların bir süre daha askıda durmasının sakıncası yok gibi gelir. Günlerdir değiştireceğim çantamı bir türlü boşaltamam ve milyon tane farklı çantamdan diğerine geçemem vs.

Bazen zordur bu pratik şeyleri yapmak nedense. Ruh yorgunluğu, kafa yorgunluğu, bıkkınlık ya da fazla aktiflik gibi şeyler girebilir aranıza düzenle. Ve bu çok normaldir.

Önemli olan bu "evini, odanı düzenli tut" fikrini benimseyebilmek ve mümkün olduğunca hayata geçirebilmektirç Aklınıza her geldiğin de yastıkları düzeltip, evi süpürmek veya dolapları parça parça da olsa toplamak gibi ufak tefek şeyler yaparak başlayabilirsiniz. Mesela çok uzun zamandır kullanmadığınız ve işe yaramayan ıvır zıvırları atıp fazlalıklardan kurtulup daha açık mekanlar elde ettiğinizde ve herşeyi yerli yerinde tuttuğunuzda aradaki farkı göreceksiniz. Yani nasıl daha huzurlu hissettiğinizi.

Ben işe yazlık tişörtlerimin durduğu çekmeceyi yeniden düzenleyerek ve kıyafetlerimi renklere göre kategorize ederek başladım işe. Hepsi aynı anda olmaz tabi ama bu bile çok iyi hissettirdi. Her sabah kıyafetlerimle kavga yaşamadan güzelceee alıp aralardan, diğerlerinin de katlarını bozmadan çekmeceyi kapatmayı başarabiliyorum artık:) ve inanın çekmeceyi her açtığımda daha mutlu oluyorum. Ve aslında ne kadar çok tişörtüm olduğunu ve sevdiğim birkaç parça eşyanın gerilerde kaldığı için hakkını veremediğimi görmüş ve kendilerini değerlendirmeye almış bulunuyorum.

Siz nereden başlamak istersiniz?:)

3 Ekim 2013 Perşembe

Hong Kong'dan Çoraplarım geldiii... Oleyy!


Beni bilen bilir.. Hem çok feci kedi manyağıyımdır hem de çorap.. Ne alakası var demeyin:) çeşit çeşit çorabım olsun isterim, muz çoraplara bayılırım oldum olası. Arayan bulur arkadaşlar:) Hem kediyi hem çorabı birleştirmek istedim, işte sonuç:)

Aşağıdaki çoraplarım Hong Kong'dan.. Ben çok beğenerek aldım sizlerle de paylaşmak istedim:)


bu çorap buradaki ürünlerin arasında en orjinali bence. Zaten nadir bulunması nedeniyle fiyatı da diğerlerine oranla bir tık daha pahalı. Ama şahane değil mi? 
Bir kere iki bacağınızın da üzerine uzanmış iki adet birbirine bakan sevimli kedi var... Şu yatışlara bir bakın:)


Hello Kitty'yi ne kadar sevdiğimi burada tartışmama gerek yok. Her daim ilgimi çeker Hello Kittyli bir ürün. Ama bu çorabın sevimliliğine diyecek birşey bulamıyorum. Bayıldııımm! Hello Kitty ürünü olması açısından içlerinde en tuzlusu bu:) ama değer.


bir de şu tavşan kılıklıya dayanamadım:) kedilerin arasına bir de bunny karıştırdım:) bu kulak ve kuyruk olayını iyi bulmuşlar, çok şık ve seksi duruyor aynı zamanda..


bu da minik kalbi ve çarpı burnuyla çok şeker değil mi? 

hepsini sırayla giyicem:) beğendiniz mi?





15 Eylül 2013 Pazar

Samsung Galaxy S3 yeni kılıfım geldii!


Samsung Galaxy S3 yeni kılıfım geldiiiii! 
E-bay'den almıştım kılıfımı sonunda elime ulaştı. 
Ben çok beğendim, sizce nasıl? 
Bir "vintage" hastalığıdır gidiyor kendimi bildim bileli..kurtulamıyorum:)

aslında düşününce kuş, dantel, anahtar, gül...vs. hep belli başlı bazı öğeler var vintage ürünlerde kullanılan..hep aynı temalar ne kadar da güzel işleniyor.. Geçmişin cazibesi diyelim buna;)

"Style Me Vintage"..Böyle de bir kitap çıkmış, detaylar aşağıdaki linkte yer alıyor. Amazon.com 'da bulmak mümkün:) meraklılarına duyurulur..
http://www.oldfashionedsusie.com

3 Eylül 2013 Salı

İşte Mutluluğun Tüyoları


1- Küçük Şeylerden Mutlu Olmak

Bu cümleyi çok basmakalıp bulmuş olabilirsiniz ancak hayat sürekli mutsuzluk veya sürekli mutluluk üzerine kurulu değildir. Gün içinde canınızı sıkacak bin tane küçük detay olabileceği gibi, gülümsetecek bin tane güzellik bulabilirsiniz. Bunları görmeyi istemekle başlayın.

2- Mutlu Anıları Düşünün

Gün içinde kendinizi nötr hissettiğinizde, mutlu olacak bir şey bulun. Mesela daha önce mutlu olduğunuz anarlı düşünün. Çocukken ilk öpüşmenizi hatırlayın, okulu ilk kırdığınız günü, en güzel doğum gününüzü, evlendiğiniz günü, anne olduğunuz günü veya sizi gülümsetecek herhangi bir anı....

3- Güzel Kokularla Çevreleyin

Hayatınızı güzel kokularla çevreleyin. En sevdiğiniz kokulardan oluşan mumlar, sabunlar, vücut losyonları alın. İş yerinizde mutlaka güzel kokan çiçekler olsun. Her hafta kendinize çiçek alın veya masanızın üstüne en sevdiğiniz kokulardan bir mum koyarak arada bir yakın.

4- Kendinizi Sevin

Bunu laf olsun diye okumayın. Kendinizi sevebilmek adım adım öğrenebileceğiniz ve geliştirebileceğiniz bir uygulamadır. Sağlıklı yaşamak, iyi beslenmek, cildinize iyi bakmak gibi detaylar kendinizi sevdiğinizin önemli göstergelerinden biridir.



5- Kendinize Hediye Alın

Bir hedefe ulaştığınızda, bir işi başardığınızda, aklınızdan geçeni yaptığınızda veya hiçbir sebep yokken, kendinize bir hediye alın. Mesela sigarayı bıraktığınız için her ay kendinize sigara parası kadar bir keyif yapın. Masaja gidin, beğendiğiniz elbiseyi alın, vs.

6- Enerji vampirlerinden uzak durun

Enerjinizi aşağı çeken, sizi mutsuz eden ve sinirlerinizi bozan insanlardan mümkün olduğunca uzak durun. Sizinle mutlu zamanlarını paylaşan ve kötü anlarında bile işin olumlu yanlarını görmeyi alışkanlık haline getirmiş, pozitif bakabilen insanlarla yaşamam devam edin.

7- Müzik Dinleyin

Her gün mutlaka güzel müzikler dinleyin. Klasik, caz veya enstrümantal müzikler ruhunuza iyi gelir. Her gün kendinize kaliteli müzik ziyafeti çekin. Dans edin ve bedeninizin hareketlerine izin verin.

8- Hayır Demek

İstemediğiniz şeyler için hayır diyebilmeyi öğrenin. Kendinizi istemediğiniz şeyleri yapmak konusunda mecbur hissetmeyin. Mutlu kadınlar bu kuralı çok iyi uygular.

9- Aşık Olun

Mutlaka aşık olun, sevin, sevilin ve aşkın en yoğun hallerini tadını çıkararak yaşayın. Sevebildiğiniz kadar sevin. Karşılık beklemeyin ve aramayın. Severek tüm vücudunuza iyilik yapmış olursunuz. Kalbiniz ve tüm organlarınız sevgiyle güzelleşir. Elbette gözleriniz de!

10- Başarısızlık

İster iş hayatında, ister aşk hayatında başarısız olun; mutlaka gülümseyin. Her deneme, neyi yanlış yaptığınızı görmenizi sağlayacaktır. Ayrılık acısının da tadı vardır, bunu da layıkıyla yaşayın ama kendinize zarar vermeyin çünkü bu 4. Maddeye aykırıdır. Siz sadece kendiniz için seversiniz ve ayrılık da insana ait bir olgudur. Her başarısızlığı, bir merdiven olarak görün ve yenisi için heyecanlanın. Unutmayın; hayat çok kısa ve değerli bir hediyedir!




Kaynak:
http://www.manset61.com/saglik/kadinlar-dikkat-mutlu-olmak-icin-10-tuyo-h11683.html

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Babasından Kızına:)

Mutluluk, babasının kızına, onun aşkı için kendi elleriyle yaptığı tabloyu armağan etmesidir.. ve sonra o kızın evinin baş köşesine astığı  tablosuna her bakışında hem aşkını, hem babasını, hem de mutluluğu görmesidir.

Mutluluk sizin kendi yazdığınız bir hikayedir..


(40x50, 50x50, 40x50) 3 tual üzerine parçalı yağlı boya tablo  

Sevgili Kızım Aslı için..

Bir salyangoz hikayesiymiş onlarınkisi…
 Kabuğun spiral döngüsünde olduğu gibi; geçmişle gelecek yokmuş onlar için; 
sadece tüm zamanlar varmış; hepsi birbiri içine geçmiş, bütünleşmiş...
Ve güneşten, denizden, topraktan doğanların en güzeli doğmuş onlardan… 
Yek vücut, yek varlık olmuş bir salyangoz…
Bir salyangoz hikayesi anlatılacak olan...
Kabukla böceğin birbirini taşıyacağı; birbirlerine yeteceği 
ve sadece salyangoz olacakları bir masal…


Daha fazla tablo için http://rifatsahinsoyart.blogspot.com/

24 Temmuz 2013 Çarşamba

17- HERGÜN BİRŞEY YAP! Mutlu Ol!


İşten çıkıp yorgun argın eve geldiğimizde genelde hiç birşey yapmaya takatimiz kalmayabilir. Rutin olarak işten çıkılır, eve varılır, bir duş alınır, yemek yapılır, o esnada -eğer ki evde erken oluyorsanız tabi- iç karartan haberlerimiz dinlenir. Sonra yemek yenir zaten sofra topla bulaşık yıka falan derken saat epey geç olur. E sonra bir dizi varsa veya bir film o izlenir. Zaten yatma saati de gelir. Yatılır. Sabah kalkılır, işe gidilir. Veee işten gelinir, yine aynı döngü başlar.

Başka ne yapılabilir? Diğer alternatifler nelerdir? Bir spor klubüne üyeyseniz iş çıkış ona gidersiniz veya arkadaşlarınızla bir kahve içmeye, ya da dansa, ya da kafa çekmeye:)

Tabi bunlar rutin olarak yapılanlar. Elbette bir sürü alternatif söz konusu.. farklı olarak neler yapılabilir? emin olun ki her gün en az farklı bir şey yapmak ruhunuzu okşayacak, kendinizi çok daha iyi ve farklı hissetmenizi sağlayacaktır.Ufak ama basit şeyler yapabiliriz hepimiz bence..küçük iyilikleri de yapıp denize atabiliriz birer birer:)


1. sokak kedisini köpeğini sev--hiçbir maliyeti yok!

ben mesela sabahları sokaktaki kedileri besleyip okşayarak başlıyorum günüme..servise gidene kadar kiminin kafasını okşuyor, kiminin göbeğini kaşıyorum..kimine mama veriyor kimine de poz verdiriyor fotoğraflarını çekiyorum..ve servise mutlu biniyorum.

2. ofiste hiç konuşmadığın insanlarla selamlaş, sohbet et!

kimi zaman fark edilmekten mutlu olduğunu gizleyemeyen ve şevkle size karşılık veren kapı görevlisi, kimi zaman çiçeklerin arkasında kaybolmuş bahçıvan, kimi zaman da mantolama yapan ustadır mutlu olan..

3. yaşlılara yardım et..

işten eve dönerken yaşlı bir teyzeyi amcayı marketten aldığı şeyleri taşırken görüp kayıtsız kalma..evine kadar ona torbalarını taşımakta yardım et..

4. zamanını planla- yapılacaklar listesi oluştur..

Günlük işlerimi işe gelir gelmez ajandama ya da google'ın to do listesine sıralıyorum.. Gün içerisindeki küçük hedeflerim oluyor bunlar..fatura öde, bilet al, şunu araştır, bunu oku, şu kişiyi ara vs. gibi ufak notlar..ve bunları yaptıkça üzerlerine birer çizik atıyorum..bittikçe insanı mutlu ediyor bu yapılanlar.. Hem de bu yöntemle zamanınızı nasıl harcadığınız konusunda en önemli sonuçlara vararak, bir sonraki adıma hazırlanmış oluyorsunuz.

5. erken kalk!

ben haftasonu da olsa genelde erken kalkarım..tabi ki iyi bir uyku zinde bir yaşam için gerekli ama bence fazlası günden kayıp..o yüzden erken kalkıp daha fazla şey yapabilmeyi tercih ederim..erken kalkan yol alır.:)

6. çok büyük beklentiler içerisine girme!

herkesi kendin gibi düşünmeyeceksin, ben bunu öğrendim..evet kendine önem verip kendini beğenmende bir sakınca yok. ama herkesten senin davrandığın gibi davranacaklar diye bekleme.. zira öyle olmuyor, olmayacak..başlarda acıtsa da beklentilerin karşılanmaması, sonra boşvermeyi öğreniyor ve daha mutlu oluyorsun..sen kendi yapacağını yap, hak edene hak ettiği kadar değer ver, gerisini ise boşver..

7. "hayır" diyebil!

hayır demeyi öğrendim ben..istemediğim birşeyi genel olarak yapmıyorum..bana zarar verecek kişilerden, olaylardan kendimi uzak tutmaya çalışıyorum yeri geldikçe.. senin değerlerine ters düşen birşeyler olursa çekinmeden hayır diyebil!

8. sıkıcı olmayan spor yap!

uzun süreli olmayan, seni yorup bezdirmeyen ve strese sokmayan sportif aktiviteler yap..sahilde yürümek, bisiklete binmek, köpeğini gezdirmek gibi..

9. sevdiklerinle zaman geçir, konuş!

eşiniz, sevgiliniz, ya da ev arkadaşınız, veya anneniz-babanız size gününüzle ilgili birşeyler sormasa bile siz anlatın. ilgilerini çekecek birşeyler olduğunda sizinle zaten diyaloga gireceklerdir..onlara günlerinin nasıl geçtiğini sorun..biraz konuşmadan yemek masasına oturmayın..yemekte de sohbetinize devam edin..


devam edecek...bir daha ki yazıya:)


1 Temmuz 2013 Pazartesi

Mutluluk ve Timus bezi ..

"Mutluluk bir seçimdir. 
Mutsuzluğumuz kadere, şansızlığa ve talihsizliğe inancımız ölçüsündedir."

Mutlu duyguların hissedilmesinde hormonların rolü büyük.Bedenimizde o hormonları salgılayan salgı bezlerinden minicik ama çok güçlü bir salgı bezi var: timus.


Timus uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır.Çünkü timus aktive olduğunda bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik sinir sistemini sakinleştirir ve beyin fonksiyonlarını hızlandırır. Bu da kişide rahatlama duygusu yaratır.

Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir MacFarlane Burnet timus bezinin aktif hale getirilmesiyle insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu.

Çocuklarda iri olan timus ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor. Ama yas ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor. Ama bazı insanlarda ileri yaslarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruması, bilimin henüz çözemediği alanlardan biri.


Timusun sağlığımız üzerindeki önemli yararlarından biri de T hücrelerini üretiyor olması. T hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. Bu küçük T hücrelerine yaşamımızı borçluyuz. AIDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması T hücrelerinin haberleşme hatlarını öncelikle kesmelerinden kaynaklanıyor.

Timus göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alıyor. Timusu uyarmanın üç basit yolu var:

Timusu uyarmanın birinci yolu gülmek.Yani gerçek, içten, sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde timus bezi aktive oluyor. Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. 1993 yılında California Üniversitesi' nde Dr.Paul Ekman tarafından yapılan araştırmada gülmenin timusu ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış.

Timusu uyarmanın ikinci yolu iki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak.

Timusu uyarmanın üçüncü yolu ise dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş.Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.

19 Haziran 2013 Çarşamba

Gezi Şehitleri ve Ayakkabılar..

"Her yenilik beraberinde acıyla gelir" derler..Ateş düştüğü yeri yakar, bu yolda can veren değerli arkadaşlarımız Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Mustafa Sarı'nın ailelerine ve tüm Türk halkına başsağlığı diliyorum tekrar...siz bu halkın tam kalbine düştünüz...

****
Ne zamandır bir şey yazamıyorum buraya.. ne elim gidiyor ne yüreğim el veriyor.. mutlu değilim mutlu değiliz çünkü... 20 gündür yaşanan bu acılar, bu haksızlıklar, bu kin bu öfke, bitmek bilmeyen anlayışsızlık, yalanlar ve zulüm..birbiri ardına işlenen insanlık suçları ve "insan"ın ve "insanlık"ın sorgulanması hali...

barış, kardeşlik, özgürlük, çevrecilik, memleket istemlerinin yerine hakim olan havadaki gaz kokusu, vücutlardaki yanıklar, yaralar, nefes alma zorlukları, morluklar.. tekmelere, hakaretlere ve gözaltılarına maruz kalan gencecik taze bedenler, parmaklıklarla ket vurulan fikirler... sağduyusu olmayan, gittikçe ötekileşen gruplar..

güzelim İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir, Eskişehir, Adana, Hatay'ın ve daha nice Kayseri, Balıkesir gibi sessiz ama derin tepkilerini dile getiren şehirlerimizin maruz kaldığı kaba kuvvet..

ve kendi içimizdeki kahramanlar: Kırmızılı Kadın, Talcid man, Çarşı, Çıplak adam, Siyahlı Kadın, Redhack, Duranadam...ve daha niceleri..

Karşılaştığımız, şahit olduğumuz görüntüler, duyduklarımız, gördüklerimiz üzerine kanımız dondu çoğu zaman.. inanamadık, olmaz dedik, yapma dur dedik, olmadı..bu kez biz durduk!


tarihe geçen bu en büyük sivil ayaklanma hiç unutulmayacak.. bu bir başlangıçtı.. bir uyanıştı..



Bu fotoğraf en can alıcı fotoğraflardan biri olarak akıllarda kalacak.. Unutulmayacak, unutturulmayacak!
Tıpkı Budapeşte'de olduğu gibi belki bir anıt yapılacak.. Taksim'in ortasına ya da Gezi Parkına..

Adettendir biri öldüğünde kapıya ayakkabısını çıkarmak.. bir nevi mahalleye duyurmaktır amaç..saygı istemidir..Ölen kişinin ruhunun ilk günlerde evine geldiğine inanılır..İşte bu amaçla yapılmalıdır bu fotoğrafın anıtı...Onları ölümsüzleştirmek ve unutturmamak için.. Gelecek nesillerin geçmişlerini bilmesi için..

Budapeşte'de ne zaman geçsem tüylerimi ürperten, 2. Dünya Savaşında zalimce öldürülüp Tuna'ya atılan Yahudilerin temsili demirden ayakkabıları geldi aklıma bu fotografı gördüğümde ve daha da ürperdim.


ne acıdır o kadar masum insanın ne için götürüldüklerini bile bilmeden ve bilinmeze doğru uğurlandıkları o kareler..

Budapeşte'deki 250,000 Yahudinin % 40'a yakını 1944-45 yıllarında Nazi soykırımı ile öldürüldü.
1949 yılında, Macaristan Komünist Halk Cumhuriyeti ilan edildi. 1956 yılında Budapeşte'de barışçıl gösteriler, Macar Devrimi'nin patlak vermesine yol açtı. Kitle gösterileri 23 Ekim'de başladıktan sonra yerel otorite çöktü ancak Sovyet tankları isyanı bastırmak için Budapeşte'ye girdi. Bu gösteriler 3000'den fazla ölü bırakarak, Kasım ayının başına kadar devam etti.



Şehir öylece dururken bile, tüm güzelliğiyle... o ayakkabılar orada bekler sahiplerini.. belki Tuna'dan çıkıp gelirler diye..

hem de tam 70 yıldır..


8 Mayıs 2013 Çarşamba

Retro / Vintage / Pin-Up mayo-bikini 2103 modelleri // swimwear 2013


Gerek yüksek belli, gerek düğmeli, büstiyer üstler ve dantelli kenarlar..  puantiyeli, turkuazlı, pembeli detaylar..kıpkırmızı dudaklar...

Bu sezonun modasından birkaç seçmece..

Shan Spring-Summer 2013 Swimwear Collection

Kendinizi Marilyn Monroe gibi mi hissetmek istiyorsunuz?:))


http://www.myhighwaistbikini.com
buna bayıldımmmmm...
















http://www.myhighwaistbikini.com

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...