3 Eylül 2013 Salı

İşte Mutluluğun Tüyoları


1- Küçük Şeylerden Mutlu Olmak

Bu cümleyi çok basmakalıp bulmuş olabilirsiniz ancak hayat sürekli mutsuzluk veya sürekli mutluluk üzerine kurulu değildir. Gün içinde canınızı sıkacak bin tane küçük detay olabileceği gibi, gülümsetecek bin tane güzellik bulabilirsiniz. Bunları görmeyi istemekle başlayın.

2- Mutlu Anıları Düşünün

Gün içinde kendinizi nötr hissettiğinizde, mutlu olacak bir şey bulun. Mesela daha önce mutlu olduğunuz anarlı düşünün. Çocukken ilk öpüşmenizi hatırlayın, okulu ilk kırdığınız günü, en güzel doğum gününüzü, evlendiğiniz günü, anne olduğunuz günü veya sizi gülümsetecek herhangi bir anı....

3- Güzel Kokularla Çevreleyin

Hayatınızı güzel kokularla çevreleyin. En sevdiğiniz kokulardan oluşan mumlar, sabunlar, vücut losyonları alın. İş yerinizde mutlaka güzel kokan çiçekler olsun. Her hafta kendinize çiçek alın veya masanızın üstüne en sevdiğiniz kokulardan bir mum koyarak arada bir yakın.

4- Kendinizi Sevin

Bunu laf olsun diye okumayın. Kendinizi sevebilmek adım adım öğrenebileceğiniz ve geliştirebileceğiniz bir uygulamadır. Sağlıklı yaşamak, iyi beslenmek, cildinize iyi bakmak gibi detaylar kendinizi sevdiğinizin önemli göstergelerinden biridir.



5- Kendinize Hediye Alın

Bir hedefe ulaştığınızda, bir işi başardığınızda, aklınızdan geçeni yaptığınızda veya hiçbir sebep yokken, kendinize bir hediye alın. Mesela sigarayı bıraktığınız için her ay kendinize sigara parası kadar bir keyif yapın. Masaja gidin, beğendiğiniz elbiseyi alın, vs.

6- Enerji vampirlerinden uzak durun

Enerjinizi aşağı çeken, sizi mutsuz eden ve sinirlerinizi bozan insanlardan mümkün olduğunca uzak durun. Sizinle mutlu zamanlarını paylaşan ve kötü anlarında bile işin olumlu yanlarını görmeyi alışkanlık haline getirmiş, pozitif bakabilen insanlarla yaşamam devam edin.

7- Müzik Dinleyin

Her gün mutlaka güzel müzikler dinleyin. Klasik, caz veya enstrümantal müzikler ruhunuza iyi gelir. Her gün kendinize kaliteli müzik ziyafeti çekin. Dans edin ve bedeninizin hareketlerine izin verin.

8- Hayır Demek

İstemediğiniz şeyler için hayır diyebilmeyi öğrenin. Kendinizi istemediğiniz şeyleri yapmak konusunda mecbur hissetmeyin. Mutlu kadınlar bu kuralı çok iyi uygular.

9- Aşık Olun

Mutlaka aşık olun, sevin, sevilin ve aşkın en yoğun hallerini tadını çıkararak yaşayın. Sevebildiğiniz kadar sevin. Karşılık beklemeyin ve aramayın. Severek tüm vücudunuza iyilik yapmış olursunuz. Kalbiniz ve tüm organlarınız sevgiyle güzelleşir. Elbette gözleriniz de!

10- Başarısızlık

İster iş hayatında, ister aşk hayatında başarısız olun; mutlaka gülümseyin. Her deneme, neyi yanlış yaptığınızı görmenizi sağlayacaktır. Ayrılık acısının da tadı vardır, bunu da layıkıyla yaşayın ama kendinize zarar vermeyin çünkü bu 4. Maddeye aykırıdır. Siz sadece kendiniz için seversiniz ve ayrılık da insana ait bir olgudur. Her başarısızlığı, bir merdiven olarak görün ve yenisi için heyecanlanın. Unutmayın; hayat çok kısa ve değerli bir hediyedir!




Kaynak:
http://www.manset61.com/saglik/kadinlar-dikkat-mutlu-olmak-icin-10-tuyo-h11683.html

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Babasından Kızına:)

Mutluluk, babasının kızına, onun aşkı için kendi elleriyle yaptığı tabloyu armağan etmesidir.. ve sonra o kızın evinin baş köşesine astığı  tablosuna her bakışında hem aşkını, hem babasını, hem de mutluluğu görmesidir.

Mutluluk sizin kendi yazdığınız bir hikayedir..


(40x50, 50x50, 40x50) 3 tual üzerine parçalı yağlı boya tablo  

Sevgili Kızım Aslı için..

Bir salyangoz hikayesiymiş onlarınkisi…
 Kabuğun spiral döngüsünde olduğu gibi; geçmişle gelecek yokmuş onlar için; 
sadece tüm zamanlar varmış; hepsi birbiri içine geçmiş, bütünleşmiş...
Ve güneşten, denizden, topraktan doğanların en güzeli doğmuş onlardan… 
Yek vücut, yek varlık olmuş bir salyangoz…
Bir salyangoz hikayesi anlatılacak olan...
Kabukla böceğin birbirini taşıyacağı; birbirlerine yeteceği 
ve sadece salyangoz olacakları bir masal…


Daha fazla tablo için http://rifatsahinsoyart.blogspot.com/

24 Temmuz 2013 Çarşamba

17- HERGÜN BİRŞEY YAP! Mutlu Ol!


İşten çıkıp yorgun argın eve geldiğimizde genelde hiç birşey yapmaya takatimiz kalmayabilir. Rutin olarak işten çıkılır, eve varılır, bir duş alınır, yemek yapılır, o esnada -eğer ki evde erken oluyorsanız tabi- iç karartan haberlerimiz dinlenir. Sonra yemek yenir zaten sofra topla bulaşık yıka falan derken saat epey geç olur. E sonra bir dizi varsa veya bir film o izlenir. Zaten yatma saati de gelir. Yatılır. Sabah kalkılır, işe gidilir. Veee işten gelinir, yine aynı döngü başlar.

Başka ne yapılabilir? Diğer alternatifler nelerdir? Bir spor klubüne üyeyseniz iş çıkış ona gidersiniz veya arkadaşlarınızla bir kahve içmeye, ya da dansa, ya da kafa çekmeye:)

Tabi bunlar rutin olarak yapılanlar. Elbette bir sürü alternatif söz konusu.. farklı olarak neler yapılabilir? emin olun ki her gün en az farklı bir şey yapmak ruhunuzu okşayacak, kendinizi çok daha iyi ve farklı hissetmenizi sağlayacaktır.Ufak ama basit şeyler yapabiliriz hepimiz bence..küçük iyilikleri de yapıp denize atabiliriz birer birer:)


1. sokak kedisini köpeğini sev--hiçbir maliyeti yok!

ben mesela sabahları sokaktaki kedileri besleyip okşayarak başlıyorum günüme..servise gidene kadar kiminin kafasını okşuyor, kiminin göbeğini kaşıyorum..kimine mama veriyor kimine de poz verdiriyor fotoğraflarını çekiyorum..ve servise mutlu biniyorum.

2. ofiste hiç konuşmadığın insanlarla selamlaş, sohbet et!

kimi zaman fark edilmekten mutlu olduğunu gizleyemeyen ve şevkle size karşılık veren kapı görevlisi, kimi zaman çiçeklerin arkasında kaybolmuş bahçıvan, kimi zaman da mantolama yapan ustadır mutlu olan..

3. yaşlılara yardım et..

işten eve dönerken yaşlı bir teyzeyi amcayı marketten aldığı şeyleri taşırken görüp kayıtsız kalma..evine kadar ona torbalarını taşımakta yardım et..

4. zamanını planla- yapılacaklar listesi oluştur..

Günlük işlerimi işe gelir gelmez ajandama ya da google'ın to do listesine sıralıyorum.. Gün içerisindeki küçük hedeflerim oluyor bunlar..fatura öde, bilet al, şunu araştır, bunu oku, şu kişiyi ara vs. gibi ufak notlar..ve bunları yaptıkça üzerlerine birer çizik atıyorum..bittikçe insanı mutlu ediyor bu yapılanlar.. Hem de bu yöntemle zamanınızı nasıl harcadığınız konusunda en önemli sonuçlara vararak, bir sonraki adıma hazırlanmış oluyorsunuz.

5. erken kalk!

ben haftasonu da olsa genelde erken kalkarım..tabi ki iyi bir uyku zinde bir yaşam için gerekli ama bence fazlası günden kayıp..o yüzden erken kalkıp daha fazla şey yapabilmeyi tercih ederim..erken kalkan yol alır.:)

6. çok büyük beklentiler içerisine girme!

herkesi kendin gibi düşünmeyeceksin, ben bunu öğrendim..evet kendine önem verip kendini beğenmende bir sakınca yok. ama herkesten senin davrandığın gibi davranacaklar diye bekleme.. zira öyle olmuyor, olmayacak..başlarda acıtsa da beklentilerin karşılanmaması, sonra boşvermeyi öğreniyor ve daha mutlu oluyorsun..sen kendi yapacağını yap, hak edene hak ettiği kadar değer ver, gerisini ise boşver..

7. "hayır" diyebil!

hayır demeyi öğrendim ben..istemediğim birşeyi genel olarak yapmıyorum..bana zarar verecek kişilerden, olaylardan kendimi uzak tutmaya çalışıyorum yeri geldikçe.. senin değerlerine ters düşen birşeyler olursa çekinmeden hayır diyebil!

8. sıkıcı olmayan spor yap!

uzun süreli olmayan, seni yorup bezdirmeyen ve strese sokmayan sportif aktiviteler yap..sahilde yürümek, bisiklete binmek, köpeğini gezdirmek gibi..

9. sevdiklerinle zaman geçir, konuş!

eşiniz, sevgiliniz, ya da ev arkadaşınız, veya anneniz-babanız size gününüzle ilgili birşeyler sormasa bile siz anlatın. ilgilerini çekecek birşeyler olduğunda sizinle zaten diyaloga gireceklerdir..onlara günlerinin nasıl geçtiğini sorun..biraz konuşmadan yemek masasına oturmayın..yemekte de sohbetinize devam edin..


devam edecek...bir daha ki yazıya:)


1 Temmuz 2013 Pazartesi

Mutluluk ve Timus bezi ..

"Mutluluk bir seçimdir. 
Mutsuzluğumuz kadere, şansızlığa ve talihsizliğe inancımız ölçüsündedir."

Mutlu duyguların hissedilmesinde hormonların rolü büyük.Bedenimizde o hormonları salgılayan salgı bezlerinden minicik ama çok güçlü bir salgı bezi var: timus.


Timus uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır.Çünkü timus aktive olduğunda bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik sinir sistemini sakinleştirir ve beyin fonksiyonlarını hızlandırır. Bu da kişide rahatlama duygusu yaratır.

Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir MacFarlane Burnet timus bezinin aktif hale getirilmesiyle insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu.

Çocuklarda iri olan timus ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor. Ama yas ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor. Ama bazı insanlarda ileri yaslarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruması, bilimin henüz çözemediği alanlardan biri.


Timusun sağlığımız üzerindeki önemli yararlarından biri de T hücrelerini üretiyor olması. T hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. Bu küçük T hücrelerine yaşamımızı borçluyuz. AIDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması T hücrelerinin haberleşme hatlarını öncelikle kesmelerinden kaynaklanıyor.

Timus göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alıyor. Timusu uyarmanın üç basit yolu var:

Timusu uyarmanın birinci yolu gülmek.Yani gerçek, içten, sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde timus bezi aktive oluyor. Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. 1993 yılında California Üniversitesi' nde Dr.Paul Ekman tarafından yapılan araştırmada gülmenin timusu ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış.

Timusu uyarmanın ikinci yolu iki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak.

Timusu uyarmanın üçüncü yolu ise dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş.Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.

19 Haziran 2013 Çarşamba

Gezi Şehitleri ve Ayakkabılar..

"Her yenilik beraberinde acıyla gelir" derler..Ateş düştüğü yeri yakar, bu yolda can veren değerli arkadaşlarımız Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Mustafa Sarı'nın ailelerine ve tüm Türk halkına başsağlığı diliyorum tekrar...siz bu halkın tam kalbine düştünüz...

****
Ne zamandır bir şey yazamıyorum buraya.. ne elim gidiyor ne yüreğim el veriyor.. mutlu değilim mutlu değiliz çünkü... 20 gündür yaşanan bu acılar, bu haksızlıklar, bu kin bu öfke, bitmek bilmeyen anlayışsızlık, yalanlar ve zulüm..birbiri ardına işlenen insanlık suçları ve "insan"ın ve "insanlık"ın sorgulanması hali...

barış, kardeşlik, özgürlük, çevrecilik, memleket istemlerinin yerine hakim olan havadaki gaz kokusu, vücutlardaki yanıklar, yaralar, nefes alma zorlukları, morluklar.. tekmelere, hakaretlere ve gözaltılarına maruz kalan gencecik taze bedenler, parmaklıklarla ket vurulan fikirler... sağduyusu olmayan, gittikçe ötekileşen gruplar..

güzelim İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir, Eskişehir, Adana, Hatay'ın ve daha nice Kayseri, Balıkesir gibi sessiz ama derin tepkilerini dile getiren şehirlerimizin maruz kaldığı kaba kuvvet..

ve kendi içimizdeki kahramanlar: Kırmızılı Kadın, Talcid man, Çarşı, Çıplak adam, Siyahlı Kadın, Redhack, Duranadam...ve daha niceleri..

Karşılaştığımız, şahit olduğumuz görüntüler, duyduklarımız, gördüklerimiz üzerine kanımız dondu çoğu zaman.. inanamadık, olmaz dedik, yapma dur dedik, olmadı..bu kez biz durduk!


tarihe geçen bu en büyük sivil ayaklanma hiç unutulmayacak.. bu bir başlangıçtı.. bir uyanıştı..



Bu fotoğraf en can alıcı fotoğraflardan biri olarak akıllarda kalacak.. Unutulmayacak, unutturulmayacak!
Tıpkı Budapeşte'de olduğu gibi belki bir anıt yapılacak.. Taksim'in ortasına ya da Gezi Parkına..

Adettendir biri öldüğünde kapıya ayakkabısını çıkarmak.. bir nevi mahalleye duyurmaktır amaç..saygı istemidir..Ölen kişinin ruhunun ilk günlerde evine geldiğine inanılır..İşte bu amaçla yapılmalıdır bu fotoğrafın anıtı...Onları ölümsüzleştirmek ve unutturmamak için.. Gelecek nesillerin geçmişlerini bilmesi için..

Budapeşte'de ne zaman geçsem tüylerimi ürperten, 2. Dünya Savaşında zalimce öldürülüp Tuna'ya atılan Yahudilerin temsili demirden ayakkabıları geldi aklıma bu fotografı gördüğümde ve daha da ürperdim.


ne acıdır o kadar masum insanın ne için götürüldüklerini bile bilmeden ve bilinmeze doğru uğurlandıkları o kareler..

Budapeşte'deki 250,000 Yahudinin % 40'a yakını 1944-45 yıllarında Nazi soykırımı ile öldürüldü.
1949 yılında, Macaristan Komünist Halk Cumhuriyeti ilan edildi. 1956 yılında Budapeşte'de barışçıl gösteriler, Macar Devrimi'nin patlak vermesine yol açtı. Kitle gösterileri 23 Ekim'de başladıktan sonra yerel otorite çöktü ancak Sovyet tankları isyanı bastırmak için Budapeşte'ye girdi. Bu gösteriler 3000'den fazla ölü bırakarak, Kasım ayının başına kadar devam etti.



Şehir öylece dururken bile, tüm güzelliğiyle... o ayakkabılar orada bekler sahiplerini.. belki Tuna'dan çıkıp gelirler diye..

hem de tam 70 yıldır..


8 Mayıs 2013 Çarşamba

Retro / Vintage / Pin-Up mayo-bikini 2103 modelleri // swimwear 2013


Gerek yüksek belli, gerek düğmeli, büstiyer üstler ve dantelli kenarlar..  puantiyeli, turkuazlı, pembeli detaylar..kıpkırmızı dudaklar...

Bu sezonun modasından birkaç seçmece..

Shan Spring-Summer 2013 Swimwear Collection

Kendinizi Marilyn Monroe gibi mi hissetmek istiyorsunuz?:))


http://www.myhighwaistbikini.com
buna bayıldımmmmm...
















http://www.myhighwaistbikini.com

2013 Blog Yarışması Kayıtları Başladı



Siz de Reklam Turko 2013 blog yarışmasına katılmak istiyorsanız vakit kaybetmeden kayıt yaptırın. Detayları ve ödüller için lütfen tıklayın:


***

bana da burdan oy vermeyi unutmayın:) 
mutluluk fabrikama oy verin arkadaşlar hadiii herkesden bekliyorum:)) oy vermeniz daha güzel bir blog demek, daha güzel blog daha cok mutluluk demek:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...