18 Eylül 2012 Salı

Mutluluk Çocuk Olmuş Olmaktır Bazen..


Bazen sokakta bulduğumuz çokomel kağıdına taş sarıp bakkalcılık oynadığımız, kimi zaman leblebi tozunu ciğerlerimize kadar çekip boğulma tehlikesi yaşasak da gülmekten kırıldığımız, yolda bulduğumuz yaralı kuşlara eve getirip sarıp sarmalayıp beslediğimiz, kedi ve köpeklerle arkadaş olduğumuz, komşuların çocuklarıyla bayramlarda kapı kapı gezip şeker topladığımız, Ramazanda top patlayana, annemiz camdan adımızı bağırana kadar dışarılarda oyun oynadığımız, kapımızın önününde saklambaç, yakan top oynayıp ip atladığımız, korkusuzca her yere girip çıktığımız, okul civarındaki ya da mahalledeki eski ve boş evlerle ilgili korku hikayeleri uydurup keşiflere çıktığımız, dışarıda yetişen otları dilimize sürtüp kanattığımız, okula kendi başımıza gidip geldiğimiz, gazetelerin verdiği Meydan Laurousse sıralarında saatlerce bekleyip heyecanla ansiklopedileri eve götürmenin tadını yaşadığımız, soluklanmak için bakkaldan gazoz aldığımız, sonra da kapaklarını biriktirdiğimiz, "Ayşe Teyze evdeysiniz annemler size gelecek" diye komşu kapısına yollandığımız zamanlardı bizim zamanlarımız....

Bizim zamanlarımız belki de çocukluğun bu kadar özgürce, neşe dolu, korkusuzca yaşanabildiği son zamanlardı... radyasyonun hat safhada yayıldığı cep telefonu veya bilgisayarlarla oynamadığımız, bir pastayı ipad ekranında yapmak yerine çamurdan yapabildiğimiz, iphone ile oynamak yerine daha çok kitap okuyabildiğimiz, okullara servisle gitmediğimiz, Atatürk'ü doğuştan bilip ezberlediğimiz, her gün andımızı okumak için tüm okulun karşısına çıkma heyecanını yaşadığımız, 

. Hergün haberlerde ölümlerle yüzleşmediğimiz, çocuk parklarında oynarken kaydıraktan düşünce dizimizin sıyrıldığı ama kurşunlarla yere yığılmadığımız, balkondan sokağı gönlümüzce seyredebildiğimiz, kağıttan gemileri yüzdürüp uçakları uçurabildiğimiz, trafikten korkmadan önce sola sonra sağa tekrar sola bakıp yolumuza devam edebildiğimiz, yayalara yeşil ışık yanarken "normal" bir şekilde karşıdan karşıya geçebildiğimiz, kaldırımda beklerken üzerimize minibüslerin çıkmadığı farklı bir dünyamız vardı bizim. Yaşanabilecek zamanlardı bizim çocuk yıllarımız... O yıllarda da sorunlar vardı elbette ama sokaklarda oynayabileceğimiz zamanlardı...Bir çocuk için olması gerektiği gibi...

Çocuk olmak mutlu olmak demekti... umutlu olmak demekti.."büyüyünce ne olacaksın" sorusuna cevap verebilmekti..Şimdi ise en yerinde cevap ancak ve ancak, "büyüyünce var olabilmek istiyorum" olabilir... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...