19 Haziran 2013 Çarşamba

Gezi Şehitleri ve Ayakkabılar..

"Her yenilik beraberinde acıyla gelir" derler..Ateş düştüğü yeri yakar, bu yolda can veren değerli arkadaşlarımız Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Mustafa Sarı'nın ailelerine ve tüm Türk halkına başsağlığı diliyorum tekrar...siz bu halkın tam kalbine düştünüz...

****
Ne zamandır bir şey yazamıyorum buraya.. ne elim gidiyor ne yüreğim el veriyor.. mutlu değilim mutlu değiliz çünkü... 20 gündür yaşanan bu acılar, bu haksızlıklar, bu kin bu öfke, bitmek bilmeyen anlayışsızlık, yalanlar ve zulüm..birbiri ardına işlenen insanlık suçları ve "insan"ın ve "insanlık"ın sorgulanması hali...

barış, kardeşlik, özgürlük, çevrecilik, memleket istemlerinin yerine hakim olan havadaki gaz kokusu, vücutlardaki yanıklar, yaralar, nefes alma zorlukları, morluklar.. tekmelere, hakaretlere ve gözaltılarına maruz kalan gencecik taze bedenler, parmaklıklarla ket vurulan fikirler... sağduyusu olmayan, gittikçe ötekileşen gruplar..

güzelim İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir, Eskişehir, Adana, Hatay'ın ve daha nice Kayseri, Balıkesir gibi sessiz ama derin tepkilerini dile getiren şehirlerimizin maruz kaldığı kaba kuvvet..

ve kendi içimizdeki kahramanlar: Kırmızılı Kadın, Talcid man, Çarşı, Çıplak adam, Siyahlı Kadın, Redhack, Duranadam...ve daha niceleri..

Karşılaştığımız, şahit olduğumuz görüntüler, duyduklarımız, gördüklerimiz üzerine kanımız dondu çoğu zaman.. inanamadık, olmaz dedik, yapma dur dedik, olmadı..bu kez biz durduk!


tarihe geçen bu en büyük sivil ayaklanma hiç unutulmayacak.. bu bir başlangıçtı.. bir uyanıştı..



Bu fotoğraf en can alıcı fotoğraflardan biri olarak akıllarda kalacak.. Unutulmayacak, unutturulmayacak!
Tıpkı Budapeşte'de olduğu gibi belki bir anıt yapılacak.. Taksim'in ortasına ya da Gezi Parkına..

Adettendir biri öldüğünde kapıya ayakkabısını çıkarmak.. bir nevi mahalleye duyurmaktır amaç..saygı istemidir..Ölen kişinin ruhunun ilk günlerde evine geldiğine inanılır..İşte bu amaçla yapılmalıdır bu fotoğrafın anıtı...Onları ölümsüzleştirmek ve unutturmamak için.. Gelecek nesillerin geçmişlerini bilmesi için..

Budapeşte'de ne zaman geçsem tüylerimi ürperten, 2. Dünya Savaşında zalimce öldürülüp Tuna'ya atılan Yahudilerin temsili demirden ayakkabıları geldi aklıma bu fotografı gördüğümde ve daha da ürperdim.


ne acıdır o kadar masum insanın ne için götürüldüklerini bile bilmeden ve bilinmeze doğru uğurlandıkları o kareler..

Budapeşte'deki 250,000 Yahudinin % 40'a yakını 1944-45 yıllarında Nazi soykırımı ile öldürüldü.
1949 yılında, Macaristan Komünist Halk Cumhuriyeti ilan edildi. 1956 yılında Budapeşte'de barışçıl gösteriler, Macar Devrimi'nin patlak vermesine yol açtı. Kitle gösterileri 23 Ekim'de başladıktan sonra yerel otorite çöktü ancak Sovyet tankları isyanı bastırmak için Budapeşte'ye girdi. Bu gösteriler 3000'den fazla ölü bırakarak, Kasım ayının başına kadar devam etti.



Şehir öylece dururken bile, tüm güzelliğiyle... o ayakkabılar orada bekler sahiplerini.. belki Tuna'dan çıkıp gelirler diye..

hem de tam 70 yıldır..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...